Tuzla Piyade Okulu’ndaki Atatürk Rozeti kavgasında neler yaşandı?
Geçen yıl 10 Kasım’da Tuzla Piyade Okulu’nda yaşanan tartışmanın ayrıntıları Milli Savunma Bakanlığı’nın hazırladığı raporda ortaya çıktı. Atatürk’ü anma töreninde yakasına rozet takmadığı için Piyade Teğmen A.A. ile diğer askerler arasında yaşanan tartışma için başlatılan soruşturma sonucu 7 askerin Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişiğinin kesildiği belirtildi.
T24 yazarı Tolga Şardan, tartışmayla ilgili olarak İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Piyade Teğmen A.A.’nın yaptığı suç duyurusu kapsamında adli soruşturma yürütüldüğünü belirtti, Milli Savunma Bakanlığı soruşturma raporundan ifadelere dair bilgileri aktardı. Şardan’ın “Tuzla Piyade Okulu’ndaki ‘Atatürk’ kavgası: Hakaret iddiaları, Risale-i Nur ve ‘Hubbifillah’ WhatsApp grubu ifadelere nasıl yansıdı?” başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:
“İlk olay, 10 Kasım 2023 sabahı içtimada yaşandı. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu önderi Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yılı dönümünün anılması amacıyla okulda sabah 08.00’de düzenlenen törene giderken yakalara takılmak amacıyla dağıtılan Atatürk fotoğrafının 3. Subay Temel Kurs Bölüğü kursiyeri olan Piyade Teğmen A.A. tarafından iğnesi olmaması gerekçesi ile takılmaması.
İkinci olay ise, 10 Kasım günü yaşananların devamında 13 Kasım 2023 günü subay kursiyerlerin kaldığı 11 numaralı vardiya yatakhanesi bölgesinde gerçekleşen arbede, yani iki tarafın karşılıklı olarak birbirlerine yönelik fiziki müdahalede bulunması.
Önce 10 Kasım’da tören düzeni sırasında yaşanan Atatürk fotoğrafının üniformanın yakasına takılması tartışmasından başlamak gerekiyor.
Olayın tarafı olan Teğmen A.A., 10 Kasım sabahı yaşananları özetle şöyle aktardı:
‘(…) 10 Kasım günü Atatürk’ü Anma Töreni sebebiyle sabah 08.00’de bölük içtima alanına çıktım. Yakalarımıza takmak için Atatürk fotoğrafı ve iğnesi dağıtıldı. Bir kısım arkadaşıma ve bana iğne yetmediği için tören alanında diğer arkadaşların çevresinden toplu iğne temin etmeye çalıştım. Tören alanına gelene kadar iğne temin edemedim.
Tören alanında yakamda Atatürk fotoğrafını göremeyen Piyade Teğmen A.K.Ş. ve Piyade Teğmen U.Ç., ‘Neden Atatürk fotoğrafı takmıyorsun?’ diyerek ellerinde toplu iğne ve fotoğraf ile yakama takmaya çalıştılar. Onlara yanıt olarak; ‘Sizin isteğinizle değil, kendi isteğimle takarım’ dedim. Bunu o anki sinirle ve inatla söyledim. ‘Atatürk’ü sevmiyor musun? Cemaatçi misin?’ gibi söylemlerle üzerime geldiler. Piyade Teğmen A.K.Ş., tören alanında ‘fotoğraf takmıyorsan s… git’ dedi.
‘Buna sen mi karar veriyorsun?’ yanıtını verdim. Daha sonra durumu Üsteğmen Y.K.’ya ilettim. Y. Üsteğmen beni yanına çağırarak neden takmadığımı sordu. Ona Atatürk’e bir düşmanlığımın olmadığını söyledim ve ardından Harp Okulu’ndan bu yana gelen süreçten bahsettim. Beni Atatürk düşmanı gibi lanse ettikleri için sinirle bu şekilde onlara yanıt verdim. Mütakiben bölük komutanına iğne ihtiyacım olduğunu söyledim. İğnenin gelmesi sonrasında bölümün arkasına geçerek Piyade Teğmen E.Ş.’den yakama fotoğraf takmasını rica ettim.
‘Atatürk düşmanı mısın?’
Törenin bitmesini müteakip koğuşa geçtik, saat 09:40 sularında aynı koğuşta kalan iki arkadaşım Piyade Teğmen M.F.Ş. ve Piyade Teğmen F.A. ile koğuşta birlikte olduğunuz sırada Piyade Teğmen S.Ç., Piyade Teğmen S.Y., Piyade Teğmen T.E.E. ve Piyade Teğmen U.T. ve beraberinde tam göremediğim toplam 8-10 kişilik bir grup koğuşumuza girdi. S.Y., Atatürk fotoğrafı neden takmadığımı sordu, ‘Atatürk düşmanı mısın?’ dedi. Ona yanıt olarak ‘Atatürk’e herhangi bir düşmanlık beslemiyorum’ dedim.
Daha sonra U.T., Harp Okulu’nda, ‘Cemaatçi olmadığını beyan ediyorsun ama takip edildiniz, biliyoruz ya seve seve ya da s.. s.. takacaksın’ dedi. Ona cevap vermedim. S.Ç. de aynı cümleleri birebir tekrar etti. Yüzüme yaklaşarak bir gün gelecek hepiniz Atatürk’e secde edeceksiniz ifadesini kullandı ona cevap olarak ‘Allah’tan başkasına secde etmem’ dedim. T.E.E., diğer arkadaşlarıma ‘Nereden emir alıyorsunuz?’ şeklinde sorular sordu.
Daha sonra odaya giren dört kişi, ‘Tarikatçıların, cemaatçilerin anasını avradını sinkaf ederiz’ şeklinde sözler sarf ettiler, koridorda bulunan isimlerini bilmediğim 20-30 kadar devre arkadaşım da onlara eşlik etti. Bu esnada fiziki bir temas olmadı. Gelenler, kendilerinden dağılıp gittiler.’
‘Hubbifillah’ adıyla Whatsapp grubunu kurdu
Yakasına Atatürk resmi takmadığı için Atatürkçü kursiyer subayların tepkisini çeken Piyade Teğmen A.A., aynı gün öğleden sonra yaşananları müfettişlere şöyle anlattı:
‘(…) 10 Kasım saat 16:30 sıralarında numarasını hatırlamadığım bir koğuşta yaklaşık dokuz yıllık sivilden tanıdığım devre arkadaşım Piyade Teğmen Ö.Y. ile oturdum. Bana ne olduğunu sordu. Bu esnada aynı koğuşta bulunan Piyade Teğmen B. İ. bana hitaben ’senin ananı avradını sinkaf ederim. O… ç…’ dedi. Yasal olarak amirlerime ve hatta savcılığa şikayetçi olmayı düşündüğüm için haksız duruma düşmemek adına karşılık vermedim ve odayı terk ettim.
Samimi arkadaşlarımla birlikte namaz kılmak amacıyla kurduğum ‘Hubbifillah’ isimli WhatsApp grubunu bana sordular. Bunun ‘Allah için sevmek’ anlamına geldiğini, bir art niyet olmadığını söyledim. Grubu kurma amacım, hadiste belirtildiği üzere cemaatle namaz kılmanın daha fazla sevabı haiz olması olduğunu, gruptaki kişilerin rızalarını alarak gönüllülük esas ile bu grubu kurduğumu söyledim. Koğuşta bulunan Piyade Teğmen A.Ş.’nin ‘Bu ifadenin, Kadir Mısırlıoğlu’nun konuşmasında geçtiğini bilmiyor musun?’ diye sordu. Yanıt olarak, ‘Bu ifadeler Peygamberimizin hadislerinde geçiyor. Google aramasında buldum’ dedim. Sonrasında kendisini bu şekilde soru sorarak beni sıkıştırdılar. Bu esnada herhangi bir darp olayı olmadı. 17:00 içtimasına çıkmak için odayı terk ettim. (…)’
‘Bir yere bağlı değilim, sadece Risale-i Nur okudum’
10 Kasım sabahında yaşanan olayın öğleden sonraki devamında yaşananları Piyade Teğmen M.F.Ş. ise şöyle aktardı; müfettişlere:
(…) 10 Kasım günü akşam saatlerinde 405 nolu koğuşta ben, A.A. ve 3. Bölük‘ten arkadaşımız Piyade Teğmen B.A. varken Piyade Teğmen T.E.E geldi ve A.A. ve beni hedef alarak, ‘Siz kime bağlısınız? Kimden emir alıyorsunuz? Hangi tarikata bağlısınız? Hangi cemaattensiniz?’ şeklinde sözler sarf etti. Ben de ‘Bir yere bağlı olmadığımı, sadece Risale-i Nur’u okuduğumu, cemaatle namaz kılmak konusunda yasak olmadığını’ kendisine söyledim. T.E.E. bunun üzerine, ‘Benim için 28 Şubat kararları geçerlidir’ dedi. Hepimiz şok olduk. Ardından da ‘Bize söyleyecekleriniz bu kadar mı?’ dedi. Biz ona cevap vermedik, daha sonra koğuşta çıktım. (…)’
‘A.A.’nın yaptığını yanlış olduğunu söyledik’
Atatürkçü kursiyerlerin Piyade Teğmen A.A. ile birlikte tepki gösterdikleri Piyade Teğmen F.A. da 10 Kasım sabahı ve sonrasından yaşananları şöyle anlattı:
‘(…) Tören esnasındaki olayları görmedim, olaydan sonra koğuşa geldiğimizde A.A.’nın anlattığı kadarını biliyorum. Üzerine gelindiği için anlık bir sinirle fotoğrafı yakasına takma konusunda gecikme yaşadığını anlattı. Tören alanında kendisine hakaret etmişler. Biz bunları konuşurken saat 10:00 sıralarında koğuşa hatırladığım kadarıyla Piyade Teğmen S.Ç., Piyade Teğmen S.Y., Piyade Teğmen U.T., Piyade Teğmen T.Ç. ve Piyade Teğmen O.K. geldiler. Diğerlerini hatırlamıyorum. Geldiklerinde özellikle S.Ç., U.T, ve S.Y., A.A.’ya ‘Fotoğraf neden takmıyorsun?’ diyerek tepki gösterdiler. U.T., ‘Ya seve seve ya da s.. s.. takacaksın’ dedi. Başka küfürler de söylendi. Şimdi hatırlamıyorum. Ben ve M.F.Ş. gelenleri yatıştırmaya çalıştık. Ben hiçbir eylem ve kötü sözde bulunmadım. Diğer iki arkadaşım da karşılık vermedi. Onlara A.A.’nın yaptığının yanlış olduğunu bizim de söylediğimizi ifade ettik. Onlar öfkeli olduğu için olay büyümesin diye davrandık. O gün fiziksel bir temas olmadı.'”
(HABER MERKEZİ)